Kitap Yorumu: Zümrüt Şelaleleri / Kimberley Freeman

Kimberly Freeman'dan okuduğum ilk kitap Kor Adasıydı.Kitabı çok sevmiş,uzun süre etkisinden çıkamamıştım.Zümrüt Şelalerini de yine aynı şekilde sevdim.

Bu kitapta da Kor Adasında olduğu gibi biri geçmişten biri günümüzden iki kadının hikayesi var.Ve bu hikayeler köprülerle birbirlerine bağlanıyorlar.
2014 yılında Lauren artık kendi ayaklarının üstünde durmaya çalışan,bugüne kadar hep ailesi için yaşamış ama artık kendi hayatını yaşamak isteyen bir kadın.Bir kafede garson olarak işe başlayan Lauren merakına yenilip restorasyon yapılan yıllardır kullanılmayan Zümrüt Şelaleri Oteline gizlice girer ve orada eski bir gramafonun içinde yaklaşık 90 yıllık özel mektuplar bulur ve onları okumaya başlar.

Mektuplarda 1926 yılında annesi hasta olduğu için kendi çalışmak zorunda olan genç güzel uçarı Violet Zümrüt Kaplıca Otelinde çalışmaya başlar.Yasak olduğunu bile bile otelin en saygın misafirlerinden olan Black Church Honey ailesinin oğulları Sam'e aşık olur.

Pek çok açıdan tuhaf olan ve tuhaf davranan Sam Violet'e  nasıl davranacaktır?

Sam bu yasak aşka değecek biri mi?

Sam'e yardım etmek isteyen ablası Flora Sam'i gerçekten iyileştirebilecek mi?

Flora nişanlısıyla evlenecek mi?

Tüm bu soruların cevabı Lauren'in gramafonun içinde bulduğu gizli aşk mektuplarında saklı.

Gizem ögesi kitapta güzel kullanılmış.Bu yüzden kitap heyecanla okunuyor.Lauren'in hikayesinden çok Violet'in hikayesine daha çok ağırlık verildiğinden olsa gerek geçmiş zamandaki hikaye daha çok ilgi çekiyor,daha çok merak uyandırıyor.

Zümrüt Şelaleleri de Kor Adası gibi keyifle , merakla okunacak bir kitap.Aşk,gizem konularına ilgiliyseniz okuyun derim.