Ölümün Kimyası dört kitaplık Dr Hunter serisinin ilk kitabı.Konusu ise şöyle; işinde çok iyi olan Dr Hunter başarılı bir adli tıp uzmanıdır.Yani işi ölülerledir.Bir gün bir kaza yaşanır ve doktor küçük kızını ve çok sevdiği eşini bu kazada kaybeder. Bu kaza David Hunter için büyük bir yıkımdır.Sevdiklerinin ölümünü hatırlattığı için çok sevdiği işini yapmak istemez ve onu kimsenin tanımadığı ücra bir kasabada felçli bir doktorun yanında pratisyen doktorluk yapmaya başlar.
Kabus görmeye devam etse de artık daha rahattır.Ta ki kasabada ard arda kadın cesetleri bulunmaya başlanıncaya kadar ölümü arkasında bıraktığını düşünür.Kasabada bir seri katil vardır ve hedefinde kadınlar vardır. David Hunter ister istemez olayların içine çekilir. Katil elini kolunu sallayarak cinayet işlerken öylece bekleyemez ve araştırmaya dahil olur,katili bulmak için polise yardım etmeye başlar.
Kitabın son derece sürükleyici olduğunu söylemeliyim. Ama asıl can alıcı nokta,okumamı keyifli kılan detay Dr Hunter'ın cesetleri incelerken ölüm hakkında ayrıntılı bilgiler vermesiydi.Mesela;
İNSAN öldükten sonra, gövdesi 4 dakika içinde çürümeye başlar.O, artık nihai metamorfozun başladığı andır.
Gövde kendi kendini sindirme eylemine geçer.
Hücreler, içten dışa doğru çözülür.
Doku önce sıvıya dönüşür, sonra gaza.
Hayatiyetini yitiren beden, başka organizmalar için besin haline dönüşür.
Önce bakteriler gelir, sonra böcekler ve en son sinekler.
Sonra onlar çoğalıp yumurtlarlar.
Bu zengin besin kaynağında beslenen larvalar, işleri bitince, bir moda defilesi yapar gibi, zarif adımlarla bedeni terk edip göç etmeye başlar.
İşte o an, hayatın en ilginç şeylerinden biri gerçekleşir.
Larvalar, başları hep güneye dönük şekilde giderler.
Ya güney, ya güneydoğu, ya da güneybatı.
Ama hiçbir zaman kuzeye doğru gitmezler.
Ölümden sonra biyolojik olarak cesede neler oluyor,hangi sıralar izleniyor bunları öğreniyoruz.Cesetlerin üzerindeki sineklerden kurtlara,larvalara kadar hepsinin bir zamanı/evresi olduğunu,bunlara göre cesedin kaç günlük/haftalık olduğunu kestirebilmeleri,topraktaki demir oranına göre kişinin orada mı öldürüldüğüne yoksa başka bir yerden mi getirildiğine karar verilebilmeleri muazzam. Bu bilgiler beni çok etkiledi.Bunları öğrenmek güzeldi.
Arka kapak:
Adli tıp uzmanı David Hunter kendisini mahvoluşun eşiğine getiren bir trajedinin üstüne eski hayatını terk edeli üç yıl olmuştur. Norfolk'un ücra bir köyünde doktor olarak çalışmakta ve geçmişini arkasında bıraktığına inanmaktadır. Ama sonra Sally Palmer'ın cansız bedeninden geriye kalanlar bulunur... Ceset vahşice kesilip biçilmiştir. Polis katili bulmak için Hunter'ın uzmanlığına ihtiyaç duymakta, o ise bu işe karışmamayı umutsuzca istemektedir. Sonra bir kadın daha ortadan kaybolur ve Hunter'a sığınaklık etmiş olan o birbirine bağlı toplum kocaman bir korku ve paranoya girdabında boğulur.
Herkes herkesten şüphelenmektedir. Bir anda, saklanacak hiçbir yer kalmaz...
"'Bir solukta okunan' nitelemesini sonuna kadar hak eden bir roman."
ROBERT GODDARD
"Beckett harika bir yetenek sergileyerek tüyler ürperten bir dehşet atmosferi yaratıyor."
GUARDIAN
"Üstün nitelikli bir eser... Seri cinayetleri konu alan bir dizinin ilk romanı... Elinizden bırakamıyorsunuz."
PUBLISHERS WEEKLY
"Bütün ayrıntılarıyla insanın kanını donduran cinayetler, CSI dizisinin müdavimleriyle Patricia Cornwell ve Kathy Reichs hayranlarını tatmin edecek, ama romanın parlak başarısının asıl nedeni yer verdiği incelikli psikolojik ayrıntılar. Kesinlikle tavsiye edilir."
LIBRARY JOURNAL
kesinlikle alacağım bu seriyi.. o bilgilerin bir kısmını zaten deli gibi CSI seyrettiğim için biliyorum orada da bu tarz bilgileri çok verirler..mesela insan vücudunun özelliklerine en çok domuz benzermiş o yüzden pataloglar bir ceset döngüsünü anlayabilmek için domuz eti kullanıp deney yaparlarmış.
YanıtlaSilBen bu seriyi çok sevdim.Dördüncü kitabını da almayı planlıyorum.
SilÖzellikle domuzların azı dişleri insanlarınkine çok benzermiş.Uzman bir göz bakmadıkça karıştırılabilirmiş.Bu bilgi de serinin üçüncü kitabından :)