26 Temmuz 2015 Pazar

Bakire / Nancy Pickard


Bakire,Nancy Pickard'tan okuduğum ilk roman. Kitap flashbacklerle geçmişe dönüp 1987 yılında yaşananları anlatırken bir yandan da şuanda olanları anlatıyor. Olaylar kasabanın 3 seçkin adamı ve onların ailelerini kapsıyor. Tom Newquist yargıç ve Mitch'in babası.
Dr  Quentin Raynolds Abby'nin babası. Çiftçi aynı zamanda kasabanın şerifi olan Nathan Shellenberger ise Rex ve Patrick'in babası.


1987 kışında biri 16,biri 18 yaşında olan Abby ve Mitch sevgililerdir ve o geceyi Abbylerin evinde birlikte geçirmeyi planlıyorlardır.Bir şey almak için Mitch Abby'nin babasının muayenehanesine indiğinde gelenlerin olduğunu duyar ve malzeme dolabına saklanır.Şerif oğluyla birlikte oraya donmuş çıplak bir kadın cesedi getirir ve Mitch orada görmemesi gereken şeyleri görür.
Ertesi sabah Mitch apar topar kasabadan uzaklaştırılır.

O kadın kimdir ve çırılçıplak neden öldürülmüştür? Katil kimdir?

17 yıl sonra isimsiz mezarın,kasabalının verdiği isimle Bakire'nin kim olduğu araştırılmaya çalışılacaktır.Ancak bu o kadar da kolay bir iş değildir.


Kitabın arka kapağını okuduğumda türünün polisiye gerilim olduğunu sanmıştım.Ama bu kitap için polisiye gerilim tanımı yetersiz kalacaktır.Evet,ortada bir cinayet var.
Kimliği bilinmeyen,katili hiç bilinmeyen bir kadın. Gizem hat safhada.
Kitabın aşk teması da ağır basıyor.Abby ve Mitch arasındaki kırık aşk hikayesi merak edilesi türden.
Bunun yanı sıra karakterler oldukça canlı anlatılmış.Karakterlere hemen ısınmak mümkün.

Kitapta dediğim gibi polisiye ve romantizden başka trajedi de var.

Polisiye+romantizm+gizem

Kitabı genel olarak beğendim.Merak unsuru bu romanda baya işe yarıyor.Gizemleri çözmeye çalışırken bakmışsınız ki kitap bitivermiş.Yani bende böyle oldu.

Yalnız mucize teması ve kitabın sonunda yaşanan olaylar bana göre kitabı basitleştirmiş.
Daha farklı olabilirdi.
Yine de kitabı sevdim mi evet,sevdim.

Orjinal adı The Virgin of Small Plains olan Bakire'nin Edgar,Macavity,Anthony ve Agatha ödüllerini aldığını da eklemeliyim.


Kitabın tanıtımından:
Small Plains Bakiresi kimdi ve nasıl öldü?

Acımasız bir cinayetle değişen hayatlar…
Küçük bir kasabadaki sahipsiz bir mezar…

On yedi yıldır saklanan korkunç gerçeği öğrenmeye hazır mısınız?

Kansas'ın kırsal kesimindeki küçük bir kasabanın halkı, genç bir kızın adsız mezarını Small Plains Bakiresi olarak kabul etmiştir on yedi yıl boyunca. Bazı kişilere göre mucizelere ve açıklanamaz iyileşmelere sebep olan bu mezarla ilgili söylentiler de zaman içinde dilden dile yayılmıştır.
Ama karla kaplı arazide bulunan, buz tutmuş çıplak cesede gerçekte ne olmuştur? Ve neden genç Mitch, cesedin bulunmasından bir gün sonra, arkasında çılgına dönmüş sevgilisi Abby'yi ve en iyi arkadaşı Rex'i bırakarak kasabadan apar topar ayrılmıştır?
Bu şekilde kasabadan ayrılan Mitch, yıllar sonra Small Plains'e geri döndüğünde, unutulmuş sırları ve gerilimi tekrar alevlendirecektir. Mitch'e karşı hâlâ bir şeyler hissetmekte olan Abby ise onun gidişinin arkasındaki gerçeği açığa çıkarmakta kararlıdır. Şimdi, üç eski dost kendilerinin ve küçük kasabalarının kaderini değiştiren o gecenin getirdiği sonuçlara katlanmak zorundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hadi sen de fikrini söyle!