Aşk Zamanı / Necib Mahfuz

'Aşk Zamanı' okuduğum ilk Necib Mahfuz kitabı.
Adına baktığınızda klasik bir aşk hikayesi sanabilirsiniz ama durum tam olarak böyle değil.
Kitapta aşk var mı?
Elbette var ama yazarın vermek istediği mesaj tamamen farklı.
Bu mesaj ne derseniz öncelikle kitabın konusundan biraz bahsetmemiz gerekir.

Hikayemiz 1900'lü yılların başında Mısır'da ,Kahire'de geçiyor.
Oldukça varlıklı dul bir kadın olan Ain
cömert,hayırsever,çok sevilen sayılan bir insandır.
Genç yaşta dul kalan Ain'in İzzet adında dik başlı bir oğlu vardır. Ain her ne kadar oğlunu eğitmeye çalışsa da nafiledir.

Her istediğini elde etmeye alışmış, kendini her zaman güçlü gören İzzet en yakın arkadaşına sevdiği kızı kaptırınca, kendisi de sevmediği biriyle zorla evlendirilip erkenden baba olunca güçsüzlüğünden, çaresizliğinden,istemediği bir hayatı zorla yaşamaktan kaçar.

Kitaptan bir alıntıyla İzzet'in duygularını daha yakından inceleyelim:
' Önceleri boşluktan bunalırdı fakat sonra o boşluğu inanmadığı bir işle doldurmuştu.Doldurmamış mıydı? Oysa İzzet ne tiyatro adamıydı ne de gece kulübü ona göreydi."Ömrümde yaptığım işler bir şeylerden,arzuladığım şeylerden ya da intikam duygularından kaçış oldu hep,"diye geçiriyordu zihninden. "Beni yoldan ilk çıkaran annemdi,tamamen iyi niyetle hareket etmişti oysa.Böyle şeyleri anlama ya da sindirme yeteneğinden yoksunum.Tek istediğim biraz huzur.'

Aslında bu kaçış geleneksellikten,eski kafalılıktan modernliğe,özgürlüğe bir kaçış.
Ayrıca kitapta gençlerin gittikçe daha cesur olduğuna, yenilikleri nasıl karşıladıklarına, kadının toplumdaki söz hakkına(ya da böyle bir hakkının olmayışına- ki buna en canlı örnek olarak :Bedriye'yi kocasının Boş ol diyerek söz hakkı vermeden,dinlemeden boşaması ) , kadının toplumdaki konumuna, yine baskı altındaki kadınların tiyatroya cesaretle adım atışına, siyasete, siyasi örgütlere, çeşitli entrikalara şahit oluyoruz.

Sandukam'a bu kitapla beni tanıştırdığı için sevgilerimi iletiyorum.